25 Aralık 2011 Pazar

TOO, ENOUGH

TOO, ENOUGH

TOO

Burada too nun sıfatlarla ve zarflarla kullanılışını göreceğiz. Sıfatlar ve zarflarla kullanıldığı zaman aşırılık ifade eder. Sözlük manası “çok” demektir. Fakat yine de çok manasına gelen very den oldukça farklıdır.

The tea is very hot.

The tea is too hot.

Birinci cümlede “Çay çok sıcaktır”. Fakat yine de içilebilir. İkinci cümlede “Çay çok sıcaktır”. Fakat içilemez.

Şimdi too nun kullanımını örnek cümlelerle görelim. Örneklere bakıldığı zaman daha iyi anlaşılacaktır.

The tea is too hot to drink. Çay içilemeyecek kadar sıcak.

The weather is too cold to go out. Hava dışarı çıkılamayacak kadar soğuk.

The dog was running too fast to catch. Köpek yakalanamayacak kadar hızlı koşuyordu.

The sun is shining too brightly to look at. Güneş bakılamayacak kadar parlak bir vaziyette ışık saçıyor.
He is too merciful to punish anyone. Hiç kimseyi cezalandırmayacak kadar merhametli.

İsim ya da zamir kullanarak da cümle kurmak mümkündür.

The ceiling is too high for me to touch. Tavan dokunamayacağım kadar yüksek.

A cow is too big for two people. Bir inek iki kişiye çok.
Mr Sparrow was talking too fast for the tourists to understand. Bay Sparrow turistlerin anlayamayacağı kadar hızlı konuşuyordu.
The father spoke too authoritatively for his children to oppose to his orders. Baba çocuklarının emirlerine itiraz edemeyecekleri kadar otoriter konuştu.
ENOUGH

Sıfatlarla ve zarflarla birlikte kullanıldıkları zaman onlardan sonra gelir. Bu şekilde kullanılışıyla too dan ayrılır. Çünkü sıfatlardan ve zarflardan önce gelir. Too aşırılık ifade ederken, enough tam tersine, yeterlilik ifade eder.

He is only fifteen years old. Daha onbeş yaşında.
He isn’t old enough to marry. Evlenecek yaşta değil.

This car is big enough for a large family. Bu araba büyük bir aileye yetecek kadar büyük.

My dog can run fast enough to catch your horse. Benim köpeğim senin atını yakalayacak kadar hızlı koşabilir.

If you don’t study hard enough, you can’t pass your class. Eğer yeteri kadar çok çalışmazsan sınıfını geçemezsin.

Aynen too da olduğu gibi enough isim ve zamirlerle de kullanılabilir.

The ceiling isn’t low enough for me to touch. Tavan benim dokunabileceğim kadar alçak değil.

Why don’t you speak loudly enough for everybody to hear? Niçin herkesin duyabileceği kadar yüksek sesle konuşmuyorsun?

İsimlerle kullanıldığı zaman enough isimlerden önce kullanılır. İsimler hem sayılabilen hem de sayılamayan isimler olabilir.

My brother doesn’t have enough money to buy a modern car. Kardeşimin modern bir araba alacak kadar parası yok.

Are there enough apples for all of us at home? Evde hepimize yetecek kadar elma var mı?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Lütfen Adınızı Ve Soyadınızı Yazınız..