24 Aralık 2011 Cumartesi

ÇOKLU ZEKA KURAMI / Jean Piaget

ÇOKLU ZEKA KURAMI / Jean Piaget

Eğitime yeni bir yaklaşım getiren çoklu zeka kuramı , Harward Üniversitesi öğretim üyelerinden Howard Gardner tarafından 1983 yılında geliştirilmiştir.

Günümüzde eğitim ve psikoloji alanındaki gelişmelerle birlikte bireylerin neler yapabildiğinden çok, neler yapabileceği düşünülmelidir. Çoklu zeka kuramı da bu amaçla yeni pedagojik yöntemlerin düşünülmesi için ortaya atılmıştır. Gardner, zekayı “içinde yaşanılan toplumda faydalı bir şeyler yapabilme kapasitesi; her insanda kendine özgü bulunan yetenek ve beceriler bütünü” olarak tanımlamaktadır. Kişi bu becerisini bulunduğu ortama, mekana, zamana göre geliştirir. Her birey sahip olduğu zekalarla birlikte farklı bir öğrenme, problem çözme ve iletişim kurma yöntemine sahiptir. Gardner’in tanımladığı toplam sekiz temel zeka türü olmasına karşın her geçen gün yenileri de bu listeye eklenmektedir. Özellikle bu kuram ilk ortaya atıldığında yedi zeka türünden bahsediliyordu; ancak 1995’te Doğa Zekası ve 2001’den sonra da Ruhsal Zekanın da yaygın olarak kullanıldığını görmekteyiz. Bu çalışmada sekiz temel zeka türünden bahsedilecektir.

Günümüzde eğitim ve psikoloji alanındaki gelişmelerle birlikte zekaya ilişkin görüşlerde önemli değişiklikler olmuştur. Klasik testlerin çocukların zeka ölçümünde yeterli olamayacağı, onun yerine potansiyel yeteneklerinin de ortaya çıkarılması gerektiği görüşü vardır. Gardner bireylerin aynı düşünüş tarzına sahip olmadıklarını , bu farklılıklar dikkate alınarak verilen eğitimin daha etkili olacağını belirtmiştir.Eğer bireyler farklı zeka bileşenlerini tanıyabilirlerse karşılaşacakları sorunları çözmede daha şanslı olabilirler.

Gardner’a göre çoklu zeka kuramının temelinde biyolojik ve kültürel boyutlar yer almaktadır.

Zekanın gelişmesinde avantaj ve dezavantaj yaratan çevresel etkenler vardır. Bunlar aşağıdaki gibi sıralanabilir.

1- Kaynaklara ulaşım şansı : Aile çok fakirse çocuk keman, piyano gibi müzikal zekayı geliştirebilecek enstrümanlara ulaşamadığından bu zekanın güçlenmesi, gelişmesi zorlaşabilir.

2- Tarihsel, kültürel faktörler : Okulda matematik ve fene dayalı programlar önemseniyorsa, öğrencinin mantık, matematik zekası gelişebilir.

3- Coğrafi faktörler : Köyde yetişmiş bir çocuk apartmanda büyümüş bir çocuğa oranla bedensel zekasını daha çok geliştirebilir.

4- Ailesel faktörler : Ressam olmak isteyen bir çocuğun ailesi avukat olmasını istiyorsa çocuğun dil zekası desteklenecektir.

5- Durumsal faktörler : Kalabalık bir ailede büyümüş ve kalabalık bir ailede yaşayan bireyler doğalarında sosyallik olmadıkça kendilerini geliştirmek için daha az zamana sahip olurlar.

Buradan da görüldüğü gibi, bu etkileşimler ve bunlara bağlı olarak zekanın değişik boyutları artırılabilir. Zekanın farklı boyutları olmakla birlikte bu boyutlar birbirlerinden çok ayrı yapılar ya da özellikler değildir. Örneğin bir futbol oyuncusu bedensel zekayı koşarken, yakalarken ve vururken; uzamsal (şekil-uzay) zekayı, sahayı, diğer oyuncuların pozisyonlarını düşünürken; dil ve sosyal zekayı oyun kurallarını öğrenirken ve takım arkadaşlarıyla paylaşırken; öze dönük (kişisel) zekayı kendini değerlendirirken kullanmaktadır.

Çoklu zeka kuramında 8 çeşit zeka belirlenmiştir. Bunlar :

1- Sözel – Dil

2- Mantık – Matematiksel

3- Şekil (Görsel) – Uzay (Uzamsal; Alansal)

4- Müziksel – Ritmik

5- Bedensel – Kinestetik

6- Kişilerarası – Sosyal

7- Kişiye dönük (İçsel ; Öze dönük)

8- Doğa

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Lütfen Adınızı Ve Soyadınızı Yazınız..