24 Aralık 2011 Cumartesi

halit ziya uşaklıgil ferhunde kalfa hikayesinin özeti

halit ziya uşaklıgil ferhunde kalfa hikayesinin özeti

KİTABIN ADI: KADIN PENÇESİ
KİTABIN YAZARI: HALİT ZİYA UŞAKLIGİL
YAYIN EVİ VE ADRESİ: İNKLAP VE AKA YAYIN EVİ Koll.Ş.
BASIM YILI: 1984

ANA BAŞLIKLAR:

1.KİTABIN KONUSU
2.KİTABIN ÖZETİ
3.KİTABIN ANA FİKRİ
4.KİTAPTAKİ OLAYLARIN VE ŞAHISLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ
5.KİTAP HAKKINDAKİ ŞAHSİ GÖRÜŞLER
6.KİTABIN YAZARI HAKKINDA BİLGİ

1.KİTABIN KONUSU:

Hikayeciliğimizin kurucularından da sayılan Halit Ziya Uşaklıgil’in bu eseri altı hikayeden oluşmaktadır. Bu hikayelerinin çoğunda ezilmiş, ıstırap çekmiş, elinden imkanları alınmış insanların hayatlarını anlatıyor.Ya da kaderine boyun eğen insanların hayatlarını ele alıyor. Bu insanların dertlerini, yaşama biçimlerini, tevekküllerini, imkansızlıklarını gerçekçi bir gözle ele alıyor.

2.KİTABIN ÖZETİ:

“Kadın Pençesi” adlı hikayede, bahtıkara olarak nitelendirebileceğimiz bir karakter var. Bu şahıs görünüş itibariyle donuk, içekapalı, gözlerine bakıldığında pek bir zeka ışıltısı görülmeyen birisidir. Ama bu şahıs aslında sahip olduğu ruhunun güzelliğini, iyiliğini bir ayıp gibi gizler. Onun, kendisinin hiç sevilmediği ve sevilemeyeceği kanaatinin acısını çıkarmak istercesine hayatı, dünyayı, bütün insanları ve onların arasında özellikle kadınları sevmek konusunda çok bol bir açığı vardır.
Bu adamın bir türlü tatmin edilemeyen sevmek ihtiyaçları birike birike bir gün birden bire taşar ve hep birden kümelenerek bir genç kızın üzerinde toplanıverir. Bu olayı bir evlenme takip eder. Bu evlenme olayı çabuk verilmiş bir karar ve büyük bir hatadır. Bu kız çok güzeldir, fakat gerek yetiştirilme tarzı gerekse kişilik özellikleri bakımından olumsuz özellikler taşımaktadır.
Çok geçmeden bu evlilik ayrılık ile sonuçlanır. Bu ayrılıktan sonra kadın artık bir bar kadını olur. Her gece deliler gibi eğlenir, içer ve her defasında bir başka erkeğin kolları arasında orayı terkeder olur. Adam da kadın neredeyse oraya gider, bir kenarda, bir masanın başında ara vermeden içer, onu izler.
Hikayenin son olayında yine bir gece adam oturmuş kadını izlemektedir. Bu defasında hikayeyi anlatan baş karakter de gider, adamın masasına oturur. Derken kadın bir genç delikanlının kollarında görünür. Tam dudakları birleşmek üzeredir ki, bu sahneyi gören zavallı adam içki şişesini tuttuğu gibi masada parçalar. Elinden kan sızmaya başlar. Kadın bu manzarayı görünce hemen adamın yanına gelir ve onun elini sarar, elleriyle onun başını okşar.
Hikayeyi anlatan kişi bu mutsuz erkek başını o kadın pençesinin altında bırakarak, yüreğinde burkulan bir düğümle orayı terkeder.

3.KİTABIN ANA FİKRİ:

Bu hikayenin vermek istediği ana fikir; evlenmek için erken karar vermenin ne kadar zararlı olduğu konusundadır. Hikayede görülen bu zavallı adam gibi sevgiye muhtaç insanlar, bu tuzağa daha kolay düşer. Eğer bir şahıs “ben hiç yaşamadım ki” diyebiliyorsa, kadın pençesinin kurbanı olması çok büyük bir olasılıktır.

4.KİTAPTAKİ OLAYLARIN VE ŞAHISLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ:

Bu eserin bir hikaye olmasındandır ki, olayların çok çabuk geliştiğini, okuduğumuz bir sayfada yılların anlatıldığını görüyoruz. Şahıslar hakkında az ama öz bilgiler mevcut. Sadece hikayenin gelişimini, geçen olaylara karşı sahip olmamız gereken yorumu yapmamızı sağlamak için gerekli bilgiler verilmiş. Yine de olaylar ve şahıslar tamamen gerçekçi.

5.KİTAP HAKKINDAKİ ŞAHSİ GÖRÜŞLER:

Bu hikayeyi okuyacak bir kişinin ilk düşüneceği, bu güzel eserin daha uzun olması gerektiğidir. Halit Ziya Uşaklıgil’in bu hikayeleri tam anlamıyla birer roman konusu teşkil etmektedir. Roman yazmaya oldukça uygun ve gerçekçi konular içeriyor. Halit Ziya Uşaklıgil, bu hikayelerin yerine birer roman yazmış olsaydı çok daha büyük eserler vermiş oludu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Lütfen Adınızı Ve Soyadınızı Yazınız..